SON DAKİKA
Hava Durumu

Almanya’nın F-35 Alım Planları ve Merz-Trump İlişkisinin Rolü

Almanya, ABD'den ek 15 F-35 savaş uçağı almayı değerlendiriyor. 2022'de Lockheed Martin ile 35 adet için anlaşmışlardı. Bu adım, modernizasyon çabaları ve FCAS projesindeki gecikmeler sebebiyle kısa vadeli çözüm arayışına bağlanıyor.

Haber Giriş Tarihi: 12.07.2025 20:30
Haber Güncellenme Tarihi: 12.07.2025 20:32
Kaynak: Haber Merkezi
www.jeopolitikhaber.com
Almanya’nın F-35 Alım Planları ve Merz-Trump İlişkisinin Rolü

Almanya hükümetinin, Amerika Birleşik Devletleri’nden ek 15 adet F-35 savaş uçağı satın almayı değerlendirdiği, böylece mevcut 35 uçaklık siparişi 50’ye çıkarmayı planladığı bildirildi. Bu gelişme, Almanya’nın hava kuvvetlerini modernize etme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Almanya, 2022 yılında Lockheed Martin ile 35 adet F-35A Lightning II uçağı için 8,3 milyar euroluk bir anlaşma imzaladığı, bu uçakların NATO’nun nükleer paylaşım misyonunda kullanılmak üzere yaşlanan Tornado filosunun yerini alacağı belirtilmektedir. İlk teslimatların 2026 yılında ABD’de başlayacağı ve pilot ile yer personeli eğitiminin ardından 2027’den itibaren uçakların Almanya’daki Büchel Hava Üssü’nde konuşlandırılacağı ifade edilmektedir.

Almanya’nın ek F-35 alımıyla ilgili tartışmalar, Avrupa’nın Gelecek Savaş Hava Sistemi (FCAS) projesinde Fransa, Almanya ve İspanya arasındaki görüş ayrılıklarının gölgesinde gerçekleştiği bildirildi. FCAS, Avrupa’nın 2040 yılından itibaren hizmete girmesi planlanan altıncı nesil savaş uçağını geliştirmeyi amaçlayan bir girişim olarak öne çıkmaktadır. Ancak, Fransız endüstriyel aktörlerin projenin merkezi bileşenlerinde %80’lik bir iş payı talep ettiği, bu durumun Almanya ve İspanya tarafından tepkiyle karşılandığı belirtilmektedir. Alman Şansölyesi Friedrich Merz’in, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile yaptığı bir görüşmede, FCAS projesindeki anlaşmazlıkların önümüzdeki birkaç ay içinde çözülmesi gerektiğini ifade ettiği kaydedildi. Merz’in, FCAS’ın Avrupa savunma bağımsızlığının bir sembolü olduğunu savunduğu, ancak projedeki gecikmelerin Almanya’yı kısa vadeli çözümler aramaya ittiği bildirildi.

Almanya’nın ek F-35 alımı planları, ABD ile yapılan gizli görüşmelerle ilerlediği, ancak bu görüşmelerin henüz kamuoyuna resmi olarak duyurulmadığı ifade edilmektedir. Almanya Savunma Bakanlığı’nın, daha önce 15 ek F-35 alımı fikrini değerlendirdiği, ancak NATO’nun yeni silah ve birlik hedefleri doğrultusunda bu planların yeniden şekillendirildiği belirtilmektedir. Bakanlık sözcüsünün, mevcut 35 uçaklık siparişin ötesinde ek alım planlarının şu anda bulunmadığını ifade ettiği, ancak askeri kaynakların bu konunun geçmişte tartışıldığını doğruladığı bildirildi. Almanya’nın F-35’leri, NATO’nun nükleer paylaşım misyonunda B61 nükleer bombalarını taşıma kapasitesine sahip olması nedeniyle stratejik bir öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır.

Almanya’nın F-35 alımıyla ilgili tartışmalar, aynı zamanda ABD ile Avrupa arasındaki savunma ilişkilerinin karmaşık dinamikleriyle de bağlantılıdır. Özellikle, ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO’ya yönelik eleştirileri ve Ukrayna’ya askeri yardımı askıya alma kararlarının, Avrupa’da ABD yapımı silahlara bağımlılık konusunda endişelere yol açtığı ifade edilmektedir. Bazı Alman yetkililerin ve savunma uzmanlarının, F-35’lerde ABD’nin bir “öldürme anahtarı” (kill switch) kullanarak uçakları uzaktan devre dışı bırakabileceği yönünde endişeler dile getirdiği, ancak bu iddiaların İsviçre ve Belçika gibi diğer F-35 kullanıcısı ülkeler tarafından reddedildiği bildirildi. Lockheed Martin’in, F-35’lerin bağımsız bir şekilde çalıştırılabileceğini ve herhangi bir öldürme anahtarının bulunmadığını açıkladığı kaydedildi.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in, ABD ile yakın ilişkiler geliştirdiği ve Trump yönetimiyle “iyi bağlantılara” sahip olduğu belirtilmektedir. Merz’in, Avrupa’nın savunma bağımsızlığını güçlendirme hedefini sıkça vurguladığı, ancak aynı zamanda transatlantik iş birliğinin önemine dikkat çektiği ifade edilmektedir. Merz’in, Trump’ın NATO politikalarına ve Avrupa’ya yönelik ekonomik tehditlerine rağmen, Almanya’nın savunma ihtiyaçlarını karşılamak için pragmatik bir yaklaşım sergilediği bildirildi. Merz’in, Temmuz 2025’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ile yapacağı görüşmelerde, hem FCAS projesindeki anlaşmazlıkları hem de F-35 alımlarıyla ilgili konuları ele alacağı kaydedildi.

Almanya’nın F-35 alımı, aynı zamanda Avrupa’daki diğer NATO üyelerinin savunma politikalarını da etkilediği belirtilmektedir. Örneğin, Portekiz’in F-16’larını değiştirmek için F-35 alımı planlarının, Trump’ın NATO politikaları nedeniyle gözden geçirildiği, ancak F-35’lerin teknolojik üstünlüğü nedeniyle hâlâ bir seçenek olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir. Benzer şekilde, Danimarka’da bazı yetkililerin F-35 alımlarından pişmanlık duyduğu, ancak Hollanda gibi ülkelerin bu uçaklara olan bağlılıklarını sürdürdüğü bildirildi. Almanya’nın F-35 kararının, Avrupa’daki savunma entegrasyonu ve bağımsızlık tartışmalarını yeniden alevlendirdiği vurgulanmaktadır.

Yorum & Analiz

Almanya’nın ek F-35 alımı planları, Avrupa savunma politikalarının karmaşık ve çok katmanlı doğasını bir kez daha gözler önüne seriyor. FCAS projesindeki gecikmeler ve Fransa ile yaşanan anlaşmazlıklar, Almanya’yı kısa vadeli çözümler aramaya itmiş görünüyor. F-35’lerin, NATO’nun nükleer paylaşım misyonunda kritik bir rol oynayacağı ve Almanya’nın yaşlanan Tornado filosunu değiştirme ihtiyacı, bu kararı stratejik bir zorunluluk haline getiriyor. Ancak, Merz’in Trump ile olan ilişkilerinin bu kararda ne ölçüde etkili olduğu tartışma konusu. Merz’in, ABD ile yakın bağları ve Trump yönetimiyle “iyi ilişkiler” içinde olduğu yönündeki iddialar, Almanya’nın F-35 alımlarını artırma kararında siyasi ve diplomatik bir boyut olabileceğini düşündürüyor. Ancak, bu kararın yalnızca kişisel ilişkilerden değil, aynı zamanda Almanya’nın acil savunma ihtiyaçlarından ve FCAS projesindeki belirsizliklerden kaynaklandığı açıktır.

Merz’in, Avrupa’nın savunma bağımsızlığını güçlendirme hedefini vurgularken, aynı zamanda ABD yapımı F-35’lere yönelmesi, Almanya’nın pragmatik bir denge arayışında olduğunu gösteriyor. FCAS projesi, Avrupa’nın uzun vadeli savunma bağımsızlığı için kritik bir girişim olsa da, projenin 2029-2030’dan önce uçuş testlerine başlayamayacak olması, Almanya’yı mevcut tehditlere karşı daha hızlı bir çözüm aramaya zorluyor. F-35’ler, beşinci nesil savaş uçağı olarak stealth teknolojisi, gelişmiş sensörler ve NATO ile yüksek uyumluluk sunması nedeniyle, Almanya’nın savunma kapasitesini kısa vadede güçlendirmek için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Öte yandan, Trump yönetiminin NATO’ya yönelik sert söylemleri ve Ukrayna’ya askeri yardımı askıya alma kararları, Avrupa’da ABD’ye olan güveni sarsmış durumda. F-35’lerde bir “öldürme anahtarı” olduğu yönündeki spekülasyonlar, Almanya gibi ülkelerde savunma bağımsızlığı tartışmalarını alevlendirdi. Her ne kadar Lockheed Martin ve diğer NATO üyeleri bu iddiaları reddetse de, ABD’nin yazılım güncellemeleri ve yedek parça tedariki üzerindeki kontrolü, Almanya’nın F-35 filosunun operasyonel bağımsızlığı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Bu durum, Merz’in Trump ile iyi ilişkilerinin, Almanya’nın stratejik risklerini azaltmak için bir güvence olarak görülebileceğini düşündürüyor, ancak bu ilişkilerin uzun vadeli sonuçları belirsizliğini koruyor.

Almanya’nın ek F-35 alımı, Avrupa’daki diğer NATO üyeleri üzerinde de domino etkisi yaratabilir. Portekiz ve Danimarka gibi ülkelerin F-35 programına yönelik tereddütleri, Avrupa’nın savunma sanayiinde daha fazla özerklik arayışını yansıtıyor. Ancak, F-35’lerin teknolojik üstünlüğü ve NATO’nun ortak operasyonel kabiliyetlerine katkısı, bu uçağın Avrupa orduları için hâlâ cazip bir seçenek olduğunu gösteriyor. Merz’in, Macron ve Hegseth ile yapacağı görüşmeler, Almanya’nın hem FCAS projesini ilerletme hem de F-35 alımlarıyla kısa vadeli ihtiyaçlarını karşılama çabasını dengeleme stratejisini ortaya koyacak.

Sonuç olarak, Almanya’nın ek F-35 alımı planları, Merz’in Trump ile ilişkilerinden ziyade, stratejik ihtiyaçlar ve Avrupa savunma projelerindeki belirsizliklerden kaynaklanan pragmatik bir karar gibi görünüyor. Ancak, bu karar, Avrupa’nın savunma bağımsızlığı hedefleriyle transatlantik iş birliği arasında hassas bir denge kurma çabasını yansıtıyor. Almanya’nın bu adımı, hem NATO içindeki rolünü güçlendirecek hem de Avrupa’daki savunma politikalarının geleceği hakkında önemli ipuçları verecek.

Kaynaklar: Politico, Reuters, Defense News, The Aviationist, Euronews, BILD, Lockheed Martin resmi açıklamaları, X Platformu (@OSINTWarfare, @Barong369 paylaşımları)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.