AB ve İsrail, Gazze’ye İnsani Erişimi Genişletmek İçin Anlaşma Sağladı
AB ve İsrail, Gazze’ye İnsani Erişimi Genişletmek İçin Anlaşma Sağladı
AB ve İsrail, Gazze’ye insani yardım erişimini artırmak için anlaştı. Anlaşma, geçiş noktalarının açılmasını, yardımların dağıtılmasını ve altyapı onarımını içeriyor. İsrail’in uygulamadaki tutumu ve bölgedeki gerginlik, başarılı olup olmayacağını belirleyecek.
Haber Giriş Tarihi: 10.07.2025 17:20
Haber Güncellenme Tarihi: 10.07.2025 17:27
Kaynak:
Haber Merkezi
www.jeopolitikhaber.com
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 10 Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada, AB ile İsrail arasında Gazze’ye insani erişimi genişletmeyi amaçlayan bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Kallas, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, bu anlaşmanın daha fazla sınır geçiş noktasının açılmasını, yardım ve gıda kamyonlarının Gazze’ye girişini, hayati altyapının onarılmasını ve yardım çalışanlarının korunmasını içerdiğini belirtti. Kallas, İsrail’den bu anlaşmada yer alan her bir tedbiri eksiksiz bir şekilde uygulamasını beklediklerini vurguladı. Bu gelişme, Gazze’deki insani krizin derinleştiği bir dönemde geldi ve uluslararası toplumun dikkatini bölgeye çekti.
Anlaşmanın detaylarına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik yardım erişimini artırmak için somut adımlar atacağı ifade ediliyor. Kallas’ın açıklamasına paralel olarak yapılan resmi bir AB açıklaması, günlük yardım kamyonlarının sayısında “önemli bir artış” sağlanacağını, kuzey ve güney bölgelerindeki ek geçiş noktalarının açılacağını ve Ürdün ile Mısır üzerinden yardım rotalarının yeniden aktif hale getirileceğini duyurdu. Ayrıca, gıda yardımlarının Gazze genelindeki fırınlar ve kamu mutfakları aracılığıyla dağıtılacağı, insani tesisler için yakıt tedarikinin yeniden başlatılacağı ve su arıtma tesisleri gibi kritik altyapının onarımı için çalışmaların kolaylaştırılacağı belirtildi. Bu adımların önümüzdeki günlerde hayata geçirilmesi planlanıyor ve yardımın doğrudan halka ulaşması için ortak bir anlayışın benimsendiği vurgulandı.
Gazze’deki durum, İsrail’in Hamas ile devam eden çatışmaları sırasında insani bir felakete dönüştü. Hamas tarafından işletilen sağlık bakanlığının verilerine göre, İsrail’in misilleme saldırıları Ekim 2023’ten bu yana en az 57.680 Filistinliyi öldürdü, bunların çoğu sivil. Birleşmiş Milletler (BM), Gazze nüfusunun yaklaşık %90’ının yerinden edildiğini ve bölgedeki kıtlık riskinin arttığını rapor ediyor. Yardım kuruluşları, çocukların yetersiz beslenme ve sürekli şiddetten kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle öldüğünü bildiriyor. AB’nin bu anlaşmayla, yardımın Hamas gibi gruplara ulaşmasını engellemek için BM ve diğer uluslararası ortaklarla koordinasyon içinde çalışacağı da açıklandı. Ancak, Gazze İnsani Yardım Vakfı gibi tartışmalı kuruluşların devre dışı bırakılacağı belirtildi.
Anlaşma, AB’nin İsrail ile ilişkilerinde hassas bir döneme denk geldi. Daha önce, AB Dış İlişkiler Servisi’nin (EEAS) sızdırılan bir raporunda, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın insan hakları maddelerini ihlal ettiğine dair “göstergeler” bulunduğu öne sürülmüştü. Bu rapor, İsrail’in yardım erişimini engellemesi ve sivil altyapıya yönelik saldırılarını eleştiriyordu. Kallas, daha önce İsrail’in “kendini savunma hakkını aştığını” ve insani yardımın “silahlandırıldığını” ifade ederek sert bir tutum sergilemişti. Anlaşma, bu eleştirilerin ardından geldi ve AB’nin İsrail’e yönelik baskısını diplomatik bir çözümle dengelemeye çalıştığını gösteriyor.
Uluslararası toplumdan gelen tepkiler karışık bir tablo çiziyor. ABD’nin arabuluculuk yaptığı ateşkes görüşmeleri devam ederken, AB’nin bu adımı desteklediği görülüyor. Ancak, bazı Avrupa ülkeleri İsrail’in insan hakları ihlallerine karşı daha sert önlemler alınmasını talep ediyor. Almanya ve Macaristan gibi İsrail’i destekleyen ülkeler, mevcut iş birliğinin korunmasından yana tavır alırken, İspanya ve İrlanda gibi ülkeler anlaşma sürecinin yeterli olmadığını ve daha fazla adım atılması gerektiğini savunuyor. BM, yardımın hızlı bir şekilde dağıtılması için AB ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı, ancak lojistik zorluklar ve güvenlik endişeleri uygulanmayı zorlaştırabilir.
Gazze’de yaşayanlar için durum hala kritik. Yardım kuruluşları, açlık ve sağlık krizinin hızla yayıldığını, hastanelerin çöktüğünü ve su arıtma tesislerinin çalışamaz hale geldiğini rapor ediyor. Anlaşmanın uygulanması, bu koşulları hafifletme potansiyeline sahip olsa da, İsrail’in geçmişte verdiği sözleri yerine getirme konusundaki tutarsızlığı şüphe uyandırıyor. Yerel halk arasında, yardımın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmayacağına dair endişeler hakim. X platformunda kullanıcılar, anlaşmayı umut verici bulan yorumlar yaparken, bazıları İsrail’in taahhütlerini yerine getirmeyeceği konusunda şüphelerini dile getiriyor.
Bu anlaşma, AB’nin Gazze’deki insani krize yönelik diplomatik çabalarının bir uzantısı olarak değerlendiriliyor. Kallas’ın daha önce yaptığı açıklamalarda, insani yardımın engellenmesinin “on yıllardır süregelen insani ilkeleri” baltaladığını belirtmesi, AB’nin bu konudaki tutarlılığını yansıtıyor. Ancak, 27 üyeli blok içinde fikir birliği sağlamak zor bir görev. AB Dışişleri Bakanları’nın önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda, anlaşmanın uygulanma süreci ve olası ek önlemler masaya yatırılacak. Bu, İsrail’in taahhütlerini yerine getirme konusundaki performansına bağlı olarak yeni bir dönüm noktası olabilir.
Uzmanlar, anlaşmanın başarısının İsrail’in iş birliğine ve lojistik altyapının hazır olmasına bağlı olduğunu belirtiyor. BM’nin koordinasyon rolü kritik olacak, ancak güvenlik riskleri ve Hamas ile ilgili endişeler, yardım dağıtımını karmaşık hale getirebilir. Ayrıca, ateşkes görüşmelerinin seyrine bağlı olarak, bu anlaşmanın uzun vadeli etkileri değişkenlik gösterebilir. Kallas’ın “her ölçüyü uygulama” çağrısı, AB’nin bu süreci yakından takip edeceği mesajını veriyor, ancak uygulanabilirlik konusunda belirsizlikler sürüyor.
Yorum & Analiz
Kaja Kallas’ın duyurduğu bu anlaşma, Gazze’deki insani krize yönelik bir rahatlama umudu sunsa da, uygulamadaki zorluklar ve İsrail’in geçmişteki tutumu nedeniyle temkinli bir iyimserlik gerektiriyor. Daha fazla geçiş noktasının açılması ve yardım kamyonlarının artırılması teoride olumlu, ancak İsrail’in yardım dağıtımını engelleme geçmişine bakıldığında, bu adımların gerçekten hayata geçip geçmeyeceği şüpheli. AB’nin Hamas’a yardım ulaşmasını önleme çabası mantıklı olsa da, bu durum yardımın zamanında ve etkili bir şekilde dağıtılmasını zorlaştırabilir.
AB’nin İsrail’e yönelik eleştirel tutumu, özellikle insan hakları ihlalleriyle ilgili, bu anlaşmayı bir dönüm noktası haline getirebilir. Ancak, 27 üye ülke arasında fikir birliği sağlanamaması, daha sert önlemlerin alınmasını engelliyor. Almanya ve Macaristan gibi ülkelerin muhalefeti, AB’nin elini zayıflatıyor ve bu, Kallas’ın diplomatik manevra alanını daraltıyor. X’teki karışık yorumlar, halkın hem umut hem de şüphe taşıdığını gösteriyor; bu, AB’nin güvenilirliğini ve etkinliğini test edecek bir durum.
Uzun vadede, bu anlaşma Gazze’deki insani durumu iyileştirebilirse, AB’nin bölgesel liderlik rolünü güçlendirebilir. Ancak, ateşkes görüşmelerinin başarısızlığı veya İsrail’in taahhütlerini yerine getirmemesi, krizi derinleştirebilir. Anlaşmanın başarısı, lojistik koordinasyon ve İsrail’in iyi niyetine bağlı; aksi takdirde, bu sadece sembolik bir adım olarak kalabilir. Gazze halkı için gerçek bir değişim, diplomatik çabaların ve insani yardımın eşgüdümüne bağlı olacak.
Kaynaklar: Reuters, Associated Press, Euronews, The Guardian, Middle East Eye, Al Jazeera, BBC, Le Monde, X platform posts
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
AB ve İsrail, Gazze’ye İnsani Erişimi Genişletmek İçin Anlaşma Sağladı
AB ve İsrail, Gazze’ye insani yardım erişimini artırmak için anlaştı. Anlaşma, geçiş noktalarının açılmasını, yardımların dağıtılmasını ve altyapı onarımını içeriyor. İsrail’in uygulamadaki tutumu ve bölgedeki gerginlik, başarılı olup olmayacağını belirleyecek.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 10 Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada, AB ile İsrail arasında Gazze’ye insani erişimi genişletmeyi amaçlayan bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Kallas, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, bu anlaşmanın daha fazla sınır geçiş noktasının açılmasını, yardım ve gıda kamyonlarının Gazze’ye girişini, hayati altyapının onarılmasını ve yardım çalışanlarının korunmasını içerdiğini belirtti. Kallas, İsrail’den bu anlaşmada yer alan her bir tedbiri eksiksiz bir şekilde uygulamasını beklediklerini vurguladı. Bu gelişme, Gazze’deki insani krizin derinleştiği bir dönemde geldi ve uluslararası toplumun dikkatini bölgeye çekti.
Anlaşmanın detaylarına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik yardım erişimini artırmak için somut adımlar atacağı ifade ediliyor. Kallas’ın açıklamasına paralel olarak yapılan resmi bir AB açıklaması, günlük yardım kamyonlarının sayısında “önemli bir artış” sağlanacağını, kuzey ve güney bölgelerindeki ek geçiş noktalarının açılacağını ve Ürdün ile Mısır üzerinden yardım rotalarının yeniden aktif hale getirileceğini duyurdu. Ayrıca, gıda yardımlarının Gazze genelindeki fırınlar ve kamu mutfakları aracılığıyla dağıtılacağı, insani tesisler için yakıt tedarikinin yeniden başlatılacağı ve su arıtma tesisleri gibi kritik altyapının onarımı için çalışmaların kolaylaştırılacağı belirtildi. Bu adımların önümüzdeki günlerde hayata geçirilmesi planlanıyor ve yardımın doğrudan halka ulaşması için ortak bir anlayışın benimsendiği vurgulandı.
Gazze’deki durum, İsrail’in Hamas ile devam eden çatışmaları sırasında insani bir felakete dönüştü. Hamas tarafından işletilen sağlık bakanlığının verilerine göre, İsrail’in misilleme saldırıları Ekim 2023’ten bu yana en az 57.680 Filistinliyi öldürdü, bunların çoğu sivil. Birleşmiş Milletler (BM), Gazze nüfusunun yaklaşık %90’ının yerinden edildiğini ve bölgedeki kıtlık riskinin arttığını rapor ediyor. Yardım kuruluşları, çocukların yetersiz beslenme ve sürekli şiddetten kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle öldüğünü bildiriyor. AB’nin bu anlaşmayla, yardımın Hamas gibi gruplara ulaşmasını engellemek için BM ve diğer uluslararası ortaklarla koordinasyon içinde çalışacağı da açıklandı. Ancak, Gazze İnsani Yardım Vakfı gibi tartışmalı kuruluşların devre dışı bırakılacağı belirtildi.
Anlaşma, AB’nin İsrail ile ilişkilerinde hassas bir döneme denk geldi. Daha önce, AB Dış İlişkiler Servisi’nin (EEAS) sızdırılan bir raporunda, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın insan hakları maddelerini ihlal ettiğine dair “göstergeler” bulunduğu öne sürülmüştü. Bu rapor, İsrail’in yardım erişimini engellemesi ve sivil altyapıya yönelik saldırılarını eleştiriyordu. Kallas, daha önce İsrail’in “kendini savunma hakkını aştığını” ve insani yardımın “silahlandırıldığını” ifade ederek sert bir tutum sergilemişti. Anlaşma, bu eleştirilerin ardından geldi ve AB’nin İsrail’e yönelik baskısını diplomatik bir çözümle dengelemeye çalıştığını gösteriyor.
Uluslararası toplumdan gelen tepkiler karışık bir tablo çiziyor. ABD’nin arabuluculuk yaptığı ateşkes görüşmeleri devam ederken, AB’nin bu adımı desteklediği görülüyor. Ancak, bazı Avrupa ülkeleri İsrail’in insan hakları ihlallerine karşı daha sert önlemler alınmasını talep ediyor. Almanya ve Macaristan gibi İsrail’i destekleyen ülkeler, mevcut iş birliğinin korunmasından yana tavır alırken, İspanya ve İrlanda gibi ülkeler anlaşma sürecinin yeterli olmadığını ve daha fazla adım atılması gerektiğini savunuyor. BM, yardımın hızlı bir şekilde dağıtılması için AB ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı, ancak lojistik zorluklar ve güvenlik endişeleri uygulanmayı zorlaştırabilir.
Gazze’de yaşayanlar için durum hala kritik. Yardım kuruluşları, açlık ve sağlık krizinin hızla yayıldığını, hastanelerin çöktüğünü ve su arıtma tesislerinin çalışamaz hale geldiğini rapor ediyor. Anlaşmanın uygulanması, bu koşulları hafifletme potansiyeline sahip olsa da, İsrail’in geçmişte verdiği sözleri yerine getirme konusundaki tutarsızlığı şüphe uyandırıyor. Yerel halk arasında, yardımın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmayacağına dair endişeler hakim. X platformunda kullanıcılar, anlaşmayı umut verici bulan yorumlar yaparken, bazıları İsrail’in taahhütlerini yerine getirmeyeceği konusunda şüphelerini dile getiriyor.
Bu anlaşma, AB’nin Gazze’deki insani krize yönelik diplomatik çabalarının bir uzantısı olarak değerlendiriliyor. Kallas’ın daha önce yaptığı açıklamalarda, insani yardımın engellenmesinin “on yıllardır süregelen insani ilkeleri” baltaladığını belirtmesi, AB’nin bu konudaki tutarlılığını yansıtıyor. Ancak, 27 üyeli blok içinde fikir birliği sağlamak zor bir görev. AB Dışişleri Bakanları’nın önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda, anlaşmanın uygulanma süreci ve olası ek önlemler masaya yatırılacak. Bu, İsrail’in taahhütlerini yerine getirme konusundaki performansına bağlı olarak yeni bir dönüm noktası olabilir.
Uzmanlar, anlaşmanın başarısının İsrail’in iş birliğine ve lojistik altyapının hazır olmasına bağlı olduğunu belirtiyor. BM’nin koordinasyon rolü kritik olacak, ancak güvenlik riskleri ve Hamas ile ilgili endişeler, yardım dağıtımını karmaşık hale getirebilir. Ayrıca, ateşkes görüşmelerinin seyrine bağlı olarak, bu anlaşmanın uzun vadeli etkileri değişkenlik gösterebilir. Kallas’ın “her ölçüyü uygulama” çağrısı, AB’nin bu süreci yakından takip edeceği mesajını veriyor, ancak uygulanabilirlik konusunda belirsizlikler sürüyor.
Yorum & Analiz
Kaja Kallas’ın duyurduğu bu anlaşma, Gazze’deki insani krize yönelik bir rahatlama umudu sunsa da, uygulamadaki zorluklar ve İsrail’in geçmişteki tutumu nedeniyle temkinli bir iyimserlik gerektiriyor. Daha fazla geçiş noktasının açılması ve yardım kamyonlarının artırılması teoride olumlu, ancak İsrail’in yardım dağıtımını engelleme geçmişine bakıldığında, bu adımların gerçekten hayata geçip geçmeyeceği şüpheli. AB’nin Hamas’a yardım ulaşmasını önleme çabası mantıklı olsa da, bu durum yardımın zamanında ve etkili bir şekilde dağıtılmasını zorlaştırabilir.
AB’nin İsrail’e yönelik eleştirel tutumu, özellikle insan hakları ihlalleriyle ilgili, bu anlaşmayı bir dönüm noktası haline getirebilir. Ancak, 27 üye ülke arasında fikir birliği sağlanamaması, daha sert önlemlerin alınmasını engelliyor. Almanya ve Macaristan gibi ülkelerin muhalefeti, AB’nin elini zayıflatıyor ve bu, Kallas’ın diplomatik manevra alanını daraltıyor. X’teki karışık yorumlar, halkın hem umut hem de şüphe taşıdığını gösteriyor; bu, AB’nin güvenilirliğini ve etkinliğini test edecek bir durum.
Uzun vadede, bu anlaşma Gazze’deki insani durumu iyileştirebilirse, AB’nin bölgesel liderlik rolünü güçlendirebilir. Ancak, ateşkes görüşmelerinin başarısızlığı veya İsrail’in taahhütlerini yerine getirmemesi, krizi derinleştirebilir. Anlaşmanın başarısı, lojistik koordinasyon ve İsrail’in iyi niyetine bağlı; aksi takdirde, bu sadece sembolik bir adım olarak kalabilir. Gazze halkı için gerçek bir değişim, diplomatik çabaların ve insani yardımın eşgüdümüne bağlı olacak.
Kaynaklar: Reuters, Associated Press, Euronews, The Guardian, Middle East Eye, Al Jazeera, BBC, Le Monde, X platform posts
En Çok Okunan Haberler