İsrail'in Ateşkes Sonrası İran’da Yeni Casusluk Yöntemi:Tele-Tıp

İran ile İsrail arasındaki çatışmalar sonrası tele-tıp girişimi başlatıldı. İsrail numarasının yer aldığı girişim, casusluk şüphesi uyandırıyor. Program, geniş sağlık hizmetleri sunarken veri güvenliği ve jeopolitik hassasiyetler içeriyor.

Haber Giriş Tarihi: 27.06.2025 17:55
Haber Güncellenme Tarihi: 27.06.2025 17:55
www.jeopolitikhaber.com

İran ile İsrail arasında 12 gün süren çatışmaların ardından gelen ateşkes, sivil halkın yaşadığı yıkımı gözler önüne serdi. Bu kaos ortamında, İran halkına yönelik bir tele-tıp girişimi duyuruldu. Uzman doktorların uzaktan sağlık hizmeti sunduğu bu program, kalp hastalıklarından diyabete, akciğer rahatsızlıklarından psikolojik desteğe kadar geniş bir yelpazede yardım vadediyor. Ancak, girişimin İsrail bağlantılı bir telefon numarası içermesi ve hassas jeopolitik ortam, “Bu bir insani yardım mı, yoksa casusluk altyapısı mı?” sorusunu gündeme getiriyor. İşte bu tartışmalı girişimin perde arkası!

Tele-Tıp Girişimi: Hayat Kurtarıcı mı, Şüpheli mi?

İran halkına hitaben Farsça yayımlanan bir mesajla duyurulan tele-tıp programı, WhatsApp, Telegram ve Signal gibi güvenli platformlar üzerinden erişilebilir durumda. Program, pazar gününden perşembeye, İran saatiyle 09:30-16:00 arasında hizmet veriyor. Üç uluslararası numara üzerinden ulaşılabilen hizmet, şu şekilde listeleniyor:

İsrail numarası: +972522958886

Çek numarası: +420722601806

Hollanda numarası: +31631064294

Farsça ve İngilizce konuşan doktorlar, yaralanmalardan kronik hastalıklara, hamile kadınların bakımından travma sonrası psikolojik desteğe kadar her türlü sağlık sorununa çözüm sunuyor. Mesajda, İran’da internet denetimi nedeniyle VPN kullanımı şiddetle tavsiye ediliyor. Ancak, girişimin İsrail bağlantılı bir numara içermesi, İran’ın casusluk konusundaki hassasiyetlerini tetikliyor. Peki, bu program gerçekten masum bir yardım girişimi mi, yoksa daha karanlık bir amaca mı hizmet ediyor?

Çatışmanın Gölgesinde Sağlık Krizi

12 günlük çatışma, İran’ın altyapısına ağır darbeler vurdu. X platformundaki paylaşımlara göre, İsrail’in nükleer tesislere yönelik saldırıları tartışma konusu olsa da İran, Fordo gibi kritik tesislerin hâlâ işler olduğunu iddia ediyor. Ancak siviller, yıkılan binalar, kesilen elektrik ve çöken sağlık sistemiyle baş başa. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, İran’da ölümlerin %67’si kalp hastalıkları (%43), kanser (%16), diyabet (%4) ve kronik solunum yolu hastalıkları (%4) gibi bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanıyor. Çatışma, özellikle hamile kadınlar ve travma mağdurları için durumu daha da vahim hale getirdi.

Tele-tıp, İran’da daha önce COVID-19 pandemisi sırasında hastane yükünü azaltmak için kullanılmıştı. 2018’de yapılan bir çalışma, tele-tıbbın kırsal bölgelerde erişimi artırdığını göstermiş, Telegram gibi platformlar tıbbi danışmanlık için yaygın şekilde tercih edilmişti. Yeni girişim, bu deneyime dayanıyor gibi görünüyor. Ancak, İsrail bağlantısı ve hassas zamanlama, girişimin masumiyetine gölge düşürüyor.

Casusluk Şüphesi: Gerçek mi, Paranoya mı?

İran-İsrail gerilimi, uzun süredir casusluk savaşlarının gölgesinde. Son yıllarda İsrail’in, İran’da üst düzey askeri isimleri hedef alan sofistike operasyonlar düzenlediği biliniyor. Örneğin, Haziran 2025’te İsrail istihbaratının, Devrim Muhafızları’nın acil durum toplantılarını hedef aldığı iddia edildi. İran ise İsrail adına casusluk yaptığı şüphesiyle, hassas bölgelerde çekim yapan bir Alman vatandaşını tutukladı. Bu ortamda, İsrail bağlantılı bir tele-tıp girişimi, doğal olarak şüphe çekiyor.

Şüpheli Noktalar:

İsrail Numarası: +972522958886 numaralı hat, girişimin en tartışmalı unsuru. İran, İsrail’i yerel ajanlar ve teknoloji aracılığıyla casusluk yapmakla suçluyor. Böyle bir numaranın kullanılması, girişimin istihbarat toplama aracı olabileceği korkusunu körüklüyor.

Veri Güvenliği Riski: Tele-tıp, kişisel sağlık verileri gibi hassas bilgilerin paylaşılmasını gerektiriyor. İsrail’in geçmişte modifiye edilmiş cihazlarla (örneğin Lübnan’daki çağrı cihazları) operasyonlar düzenlediği düşünüldüğünde, bu platformun veri toplama veya takip amaçlı kullanılması mümkün.

Siber Casusluk: İran ve İsrail, siber alanda da kıyasıya bir mücadele içinde. İran’ın Handala grubu İsrail altyapısını hedef alırken, İsrail’in siber operasyonları İran’da etkili oldu. Tele-tıp platformu, siber istihbarat için bir kanal olabilir.

Zamanlama: Ateşkes sonrası İran’ın savunmasız olduğu bir dönemde başlatılan girişim, casusluk operasyonlarının kriz anlarını fırsat bildiği tarihsel örneklere uyuyor (örneğin, 1953 darbesi).

VPN Önerisi: VPN kullanımı, kullanıcı gizliliğini korurken aynı zamanda platformun izini sürmeyi zorlaştırabilir, bu da şüpheleri artırıyor.

Olumlu Görüşler:

İnsani Amaç: Programın geniş kapsamlı tıbbi hizmet sunması ve erişilebilir platformlar kullanması, insani bir çaba olduğunu düşündürüyor. İran’ın sağlık sisteminin çöktüğü bir dönemde, tele-tıp mantıklı bir çözüm.

Uluslararası Katılım: Çek ve Hollanda numaralarının varlığı, girişimin yalnızca İsrail değil, çok uluslu bir çaba olabileceğini gösteriyor. Belki bir STK veya tıbbi kuruluş tarafından koordine ediliyor.

Şeffaflık: Girişimin açıkça duyurulması ve iletişim bilgilerinin paylaşılması, gizli bir operasyonun tipik gizliliğine uymuyor.

Pratik Zorluklar: Casusluk için tele-tıp platformu kurmak, büyük bir altyapı ve veri işleme kapasitesi gerektirir. Kriz anında bu kadar karmaşık bir operasyonun uygulanabilirliği şüpheli.

Objektif Değerlendirme

Girişim, İran halkının sağlık ihtiyaçlarına cevap verme potansiyeline sahip. Ancak, İsrail bağlantısı, geçmişteki casusluk örnekleri ve veri güvenliği riskleri, ciddi soru işaretleri yaratıyor. Forbes’un bir raporuna göre, İsrail’in İran’da yerel ajanlar ve modifiye cihazlarla operasyonlar düzenlediği biliniyor. X’te paylaşılan bazı gönderiler, İsrail’in WhatsApp gibi platformları sahte mesajlarla hedef takibi için kullandığına işaret ediyor. Bu bağlamda, tele-tıp platformunun masum bir yardım girişimi olma ihtimali kadar, istihbarat toplama aracı olma riski de mevcut.

Öte yandan, girişimin açıkça duyurulması ve VPN önerisi, kullanıcı gizliliğine önem verdiğini gösteriyor. İran’da internet gözetimi yaygın olduğu için bu, mantıklı bir önlem. Çek ve Hollanda numaraları, girişimin uluslararası bir çaba olabileceğini düşündürüyor. Ancak, organizatörlerin kimliği, finansman kaynakları ve veri koruma politikaları hakkında bilgi verilmemesi, şüpheleri derinleştiriyor. İran’ın casusluk konusundaki paranoyası, girişimin yaygın kullanımını engelleyebilir.

Güvenlik Önerileri

Girişimin insani bir çaba olduğundan emin olmak için:

Kimlik Açıklaması: Organizasyonun arkasındaki kişi veya kurumlar (STK, tıbbi grup veya uluslararası kuruluş) açıklanmalı.

Veri Güvenliği: Uçtan uca şifreleme ve şeffaf veri politikaları uygulanmalı, bağımsız denetimlerle doğrulanmalı.

Nötr İletişim: İsrail numarası kaldırılarak veya nötr ülkelerden daha fazla numara eklenerek jeopolitik hassasiyetler giderilmeli.

Yerel İşbirliği: İran sağlık yetkilileri veya Dünya Sağlık Örgütü gibi tarafsız kuruluşlarla işbirliği yapılmalı.

Halkı Bilgilendirme: Tele-tıp kullanımını ve VPN kurulumunu öğreten kampanyalar düzenlenmeli, veri güvenliği konusunda farkındalık artırılmalı.

Sonuç: İyilik mi, Tuzak mı?

İran’daki tele-tıp girişimi, çatışmanın yaralarını sarmak için umut vadeden bir çözüm. Ancak, İsrail bağlantısı ve casusluk geçmişi, bu iyilik maskesinin altında bir tuzak olabileceği korkusunu uyandırıyor. İran halkı, bu hizmetten faydalanmak için VPN kullanarak ve kişisel bilgileri paylaşırken temkinli davranarak hareket etmeli. Girişimin başarısı, şeffaflığa ve güvenliğe bağlı. Aksi takdirde, bu umut ışığı, jeopolitik gölgelerin altında kaybolabilir.