Reuters’in 4 Temmuz 2025’te yayımladığı habere göre, altın fiyatları küresel ekonomik belirsizlikler ve artan jeopolitik gerilimler nedeniyle güvenli liman talebinin etkisiyle %1,5 artarak rekor seviyeye ulaştı. Ons başına altın fiyatı, 2.450 doları aşarak tarihi bir zirve gördü. Bu yükseliş, özellikle ABD’nin yeni tarifeler önerisi ve Orta Doğu’daki İran-İsrail gerilimlerinin piyasalarda risk algısını artırmasıyla tetiklendi. Yatırımcılar, hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmalar ve tahvil getirilerindeki oynaklık karşısında altına yöneliyor. Analistler, altın talebinin artmasının, küresel ekonomik büyüme endişeleri ve enflasyon beklentileriyle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Özellikle, ABD’de Haziran 2025 istihdam verilerinin güçlü gelmesi, enflasyon baskılarını artırabileceği yönünde spekülasyonları güçlendirdi. Altın fiyatlarındaki bu ralli, küresel piyasalarda geniş yankı buluyor. Donald Trump yönetiminin Çin ve Avrupa’ya yönelik tarifeleri artırma planları, küresel ticaret hacmini daraltabilir ve bu da ekonomik belirsizlikleri derinleştiriyor. Örneğin, Avrupa’dan ithal edilen otomotiv ürünlerine %10’luk ek tarifeler, Almanya ve Fransa gibi ekonomileri olumsuz etkileyebilir, bu da yatırımcıları güvenli liman varlıklarına yönlendiriyor. Aynı zamanda, Orta Doğu’daki gerilimler, özellikle İran’ın nükleer programına ilişkin belirsizlikler, enerji fiyatlarını yukarı çekiyor. Brent petrol fiyatları 70 dolar civarında seyrederken, bu durum enerji ithalatçısı ülkeler için maliyetleri artırıyor ve altın gibi varlıklara talebi güçlendiriyor. Öte yandan, ABD dolarının diğer para birimleri karşısındaki %0,2’lik değer artışı, altının cazibesini bir miktar sınırlasa da, güvenli liman talebi bu etkiyi gölgede bırakıyor. Altın piyasasındaki bu hareket, merkez bankalarının politikalarına da dikkat çekiyor. Federal Reserve’ün (Fed) faiz oranlarını sabit tutma olasılığı, altın fiyatlarını destekleyen bir faktör olarak görülüyor, çünkü düşük faiz ortamı, getirisiz varlık olan altına olan ilgiyi artırıyor. Ancak, analistler, Fed’in Eylül 2025’te faiz indirimine gitme olasılığının %40 olduğunu ve bu kararın enflasyon verilerine bağlı olacağını belirtiyor. Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz indirimi sinyali vermesi, küresel likiditeyi artırarak altın talebini dolaylı olarak destekleyebilir. Ayrıca, Çin ve Hindistan gibi büyük altın tüketicisi ülkelerde fiziksel talep artıyor. Çin’in dijital yuan projesiyle finansal sistemde daha büyük bir rol oynama çabaları, altın rezervlerini artırma eğilimini güçlendirebilir. Öte yandan, altın madenciliği sektöründe üretim maliyetlerinin artması, arz tarafında baskı yaratıyor. Özellikle, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış, altın madenciliği şirketlerinin kârlılığını zorluyor. Analistler, altın fiyatlarının 2025’in ikinci yarısında 2.500 doları test edebileceğini öngörüyor, ancak jeopolitik risklerin azalması durumunda düzeltme riski de mevcut. Küresel ekonomik belirsizliklerin devam etmesi, altının güvenli liman statüsünü önümüzdeki aylarda daha da pekiştirebilir.