Rusya Silahlı Kuvvetleri Ukrayna Savaşından Daha Güçlü Çıkıyor Olabilir mi?

Rusya, Ukrayna savaşının başlangıcından itibaren kayıplarına rağmen askeri gücünü modernize ederek artırdı. Büyük yatırım ve asker alımıyla ordusunu güçlendirdi ancak ekonomik sürdürülebilirlik endişesi var. Batı, bu değişime karşı hazırlıklı olmalı.

Haber Giriş Tarihi: 01.07.2025 15:17
Haber Güncellenme Tarihi: 01.07.2025 15:17
www.jeopolitikhaber.com

Savaşın Gölgesinde Yeniden Doğan Rus Ordusu

Ukrayna savaşının başlamasından bu yana üç yıl geçti ve Rusya, beklenmedik bir şekilde silahlı kuvvetlerini yeniden inşa ederek daha güçlü bir konuma geldi. 2022’de başlayan işgalin ilk aşamasındaki ağır kayıplar ve stratejik hatalara rağmen, Kremlin, askeri gücünü toparlamakla kalmadı, aynı zamanda modernize etti ve genişletti. Savaş ekonomisine geçiş, Sovyet dönemi ekipmanlarının yenilenmesi ve büyük çaplı asker alımları, Rusya’nın ordusunu Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş bir seviyeye taşıyor. Ancak bu büyüme, sürdürülemez harcamalar ve Batı ile uzun vadeli bir çatışma hazırlığı gibi endişeleri de beraberinde getiriyor. Bu makale, Rusya’nın askeri dönüşümünü, bu sürecin nasıl gerçekleştiğini ve küresel güvenlik için ne anlama geldiğini sade bir şekilde ele alıyor.

Rusya’nın Askeri Yeniden İnşası

Rusya, Ukrayna savaşının ilk yılında ciddi kayıplar verdi. Avrupa istihbarat raporlarına göre, 2022’de Rusya’nın tanklarının %40’ı, zırhlı araçlarının %30’u ve on binlerce askeri personel kaybı oldu. Ancak, 2025 itibarıyla Rusya, bu kayıpları telafi etmekle kalmadı, aynı zamanda ordusunu güçlendirdi. Avrupa’daki Müttefik Kuvvetler Başkomutanı General Christopher Cavoli, Nisan 2025’te ABD Senatosu’na yaptığı açıklamada, Rusya’nın silahlı kuvvetlerinin analistlerin beklediğinden daha hızlı bir şekilde yeniden yapılandığını ve büyüdüğünü belirtti. (Kaynak: NATO, Supreme Allied Commander Europe Testimony, 2025)

Kremlin, askeri gücünü artırmak için birkaç temel strateji izliyor:

Savaş Ekonomisi: Rusya, ekonomisini savaş moduna geçirdi. Savunma sanayi üretimi, 2023’ten bu yana %60 arttı ve askeri harcamalar GSYİH’nin %7’sine ulaştı. Uralvagonzavod gibi tesisler, tank üretimini iki katına çıkardı. Sovyet Ekipmanlarının Modernizasyonu: Sovyet döneminden kalan tanklar, toplar ve uçaklar modernize edilerek yeniden hizmete sokuluyor. Örneğin, T-72 tankları, yeni elektronik sistemler ve zırhlarla donatılıyor. Asker Alımı: 2024’te başlayan büyük bir asker toplama kampanyası, 18-30 yaş arası 160.000 genci orduya kattı. Zorunlu askerlik yaşı 27’den 30’a yükseltildi, bu da asker havuzunu genişletti. Yeni Teknolojiler: Rusya, hipersonik silahlar (Avangard, Kinzhal, Zircon) ve insansız hava araçları gibi teknolojilere yatırım yapıyor. (Kaynak: The Jamestown Foundation, Russia’s Military Modernization in the Ukraine War, 2024)

Bu adımlar, Rusya’nın ordusunu hem sayısal hem de teknolojik olarak güçlendirdi. Kremlin, silahlı kuvvetlerini 2,39 milyon personele, bunun 1,5 milyonunu aktif asker olarak genişletmeyi hedefliyor. Bu, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci ordusu anlamına geliyor.

Savaş Ekonomisi: Güç ve Sürdürülemezlik

Rusya’nın savaş ekonomisi, askeri yeniden inşa sürecinin motoru oldu. 2024’te savunma bütçesi 100 milyar doları aştı ve bu, Avrupa’daki birçok rakibini geride bıraktı. Uralvagonzavod ve Rostec gibi devlet kontrolündeki şirketler, tank, füze ve top üretimini artırdı. Örneğin, T-90M tanklarının üretimi 2023’te 200’den 2025’te 450’ye çıktı. Ayrıca, cephane stokları hızla yenilendi; 2024’te Rusya, ayda 250.000 top mermisi üretti. (Kaynak: Center for Strategic and International Studies, Russia’s Wartime Economy, 2025)

Ancak bu ekonomik modelin sınırları var. Yüksek askeri harcamalar, enerji gelirlerine bağımlı olan Rus ekonomisini zorluyor. Batı yaptırımları, teknoloji ithalatını kısıtladı ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar gelirleri tehdit ediyor. Avrupa istihbarat ajansları, bu harcama temposunun 3-5 yıl içinde sürdürülemez hale gelebileceğini tahmin ediyor. Ayrıca, artan savunma üretimi, sivil sektörden kaynak çekiyor ve halk arasında hoşnutsuzluk yaratabilir. (Kaynak: European Union Institute for Security Studies, Russia’s Military Buildup: Economic and Social Impacts, 2024)

Asker Alımı ve Toplum Üzerindeki Etkiler

Rusya’nın asker toplama kampanyası, 2011’den bu yana görülen en büyük seferberlik. 2024’te 160.000 yeni asker alındı ve zorunlu askerlik yaşı 30’a yükseltildi. Kremlin, bu adımla ordusunu gençleştirmeyi ve kayıpları telafi etmeyi amaçlıyor. Ayrıca, özel askeri şirketler (ör. Wagner’in halefi gruplar) ve gönüllü birlikler, cephedeki personel açığını kapatıyor. Ancak, bu süreç toplumsal gerilimleri artırıyor. Zorunlu askerlik, özellikle kırsal bölgelerde tepki çekiyor ve bazı gençler ülkeyi terk ediyor. (Kaynak: Carnegie Endowment for International Peace, Russia’s Military Recruitment Challenges, 2024)

Rusya, asker sayısını artırmak için ekonomik teşvikler de sunuyor. Yeni askerlere yüksek maaşlar ve ailelere sosyal yardımlar vaat ediliyor. Ancak, savaşın uzaması ve kayıpların artması, bu teşviklerin cazibesini azaltabilir. Avrupa istihbarat raporları, Rusya’nın 2025 sonuna kadar 1,5 milyon aktif askeri hedeflediğini, ancak bu hedefin lojistik ve eğitim zorlukları nedeniyle zor olduğunu belirtiyor.

Modernizasyon: Sovyet Mirasından Yeni Teknolojilere

Rusya, Sovyet döneminden kalan devasa ekipman stoklarını modernize ederek ordusunu güçlendiriyor. Örneğin, T-62 ve T-72 tankları, yeni termal görüş sistemleri, reaktif zırhlar ve gelişmiş iletişim araçlarıyla donatılıyor. Ayrıca, Su-57 savaş uçakları ve S-400 hava savunma sistemleri gibi yeni teknolojiler devreye sokuluyor. Hipersonik silahlar, Rusya’nın stratejik caydırıcılığını artırmak için kilit bir rol oynuyor. Avangard hipersonik süzülme aracı, Mach 27 hıza ulaşabiliyor ve nükleer başlık taşıyabiliyor. Ancak, Ukrayna savaşında kullanılan Kinzhal füzeleri, beklenen etkiyi yaratmadı ve bazıları Ukrayna’nın Patriot sistemleri tarafından durduruldu. (Kaynak: International Institute for Strategic Studies, Russia’s Military Modernization, 2025)

İnsansız hava araçları (drone’lar) da Rusya’nın modernizasyon stratejisinin bir parçası. Orlan-10 ve Lancet gibi dronlar, Ukrayna’da keşif ve saldırı görevlerinde kullanılıyor. Ancak, Rusya’nın bu alandaki teknolojisi, Batı ve Çin’in gerisinde. Yaptırımlar, yarı iletken ve ileri teknoloji ithalatını sınırlıyor, bu da modernizasyonun hızını yavaşlatabilir.

Ukrayna Savaşının Dersleri

Ukrayna savaşı, Rusya’nın askeri stratejisini dönüştürdü. 2022’deki ilk işgal, zayıf lojistik, kötü planlama ve düşük moral gibi sorunları ortaya çıkardı. Ancak, 2023’ten itibaren Rusya, bu hatalardan ders alarak daha etkili bir savaş makinesi inşa etti. Örneğin:

Lojistik İyileştirmeler: Cephane ve yakıt tedarik zincirleri yeniden düzenlendi, bu da cephedeki dayanıklılığı artırdı. Elektronik Harp: Rusya, Ukrayna’nın dron ve iletişim sistemlerini bozmak için elektronik harp yeteneklerini geliştirdi. Hibrit Savaş Taktikleri: Propaganda, siber saldırılar ve vekil güçler, Rusya’nın savaş stratejisinin bir parçası oldu. (Kaynak: RAND Corporation, Lessons from Russia’s Ukraine Campaign, 2024)

Bu dersler, Rusya’nın sadece Ukrayna’da değil, gelecekteki olası çatışmalarda da daha hazırlıklı olmasını sağlıyor. Avrupa istihbarat ajansları, savaş sonrası Rusya’nın NATO sınırlarında daha agresif bir duruş sergileyebileceğinden endişe ediyor.

Batı için Stratejik Endişeler

Rusya’nın askeri yeniden inşası, Batı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Avrupa’daki NATO müttefikleri, savaş sonrası bir Rusya’nın Baltık ülkeleri veya Polonya gibi bölgelere yönelik yeni maceralara girişebileceğinden korkuyor. General Cavoli, Rusya’nın ordusunun 2022’ye kıyasla daha büyük ve modern olduğunu vurguladı. NATO’nun 2025’teki Lahey Zirvesi’nde, üye ülkeler savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarma hedefini tartıştı, bu da Rusya’nın oluşturduğu tehdidin ciddiyetini gösteriyor. (Kaynak: NATO, The Hague Summit Communiqué, 2025)

AB ve Kanada’nın 23 Haziran 2025’te imzaladığı Güvenlik ve Savunma Anlaşması, Rusya’nın artan gücüne karşı bir yanıt olarak görülebilir. Bu anlaşma, siber güvenlik, uzay güvenliği ve Ukrayna’ya destek gibi alanlarda iş birliğini güçlendiriyor. Ayrıca, NATO’nun dışında alternatif ittifakların önemini vurguluyor. (Kaynak: Geopolitical Monitor, EU–Canada Pact: A Quiet Reshaping of the Western Strategic Order, 2025)

Zorluklar ve Sınırlamalar

Rusya’nın askeri yükselişi etkileyici olsa da, önemli zorluklarla karşı karşıya:

Ekonomik Sürdürülemezlik: Yüksek savunma harcamaları, uzun vadede ekonomiyi zorlayabilir. Enerji gelirlerine bağımlılık ve yaptırımlar, bu riski artırıyor. Teknolojik Bağımlılık: Rusya, ileri teknolojilerde Batı ve Çin’e bağımlı. Yaptırımlar, bu açığı kapatmayı zorlaştırıyor. Toplumsal Hoşnutsuzluk: Zorunlu askerlik ve savaşın ekonomik etkileri, halk arasında tepkiye yol açabilir. Personel Eğitimi: Hızlı asker alımı, eğitim kalitesini düşürebilir, bu da ordunun etkinliğini sınırlayabilir.

Bu zorluklar, Rusya’nın askeri büyümesinin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor. Avrupa istihbarat ajansları, Kremlin’in bu tempoyu 2030’a kadar koruyamayabileceğini tahmin ediyor.

Öneriler: Batı’nın Yanıtı

Rusya’nın askeri yeniden inşasına karşı Batı, şu adımları atabilir:

NATO’nun Güçlendirilmesi: Üye ülkeler, savunma harcamalarını artırarak NATO’nun caydırıcılığını güçlendirmeli. AB–Kanada İş Birliği: AB–Kanada Anlaşması gibi ittifaklar, hibrit tehditlere ve Rusya’nın yeni teknolojilerine karşı dayanıklılığı artırabilir. Siber ve Uzay Savunması: Rusya’nın elektronik harp ve hipersonik silahlarına karşı yeni savunma sistemleri geliştirilmeli. Ukrayna Desteği: Ukrayna’ya askeri ve ekonomik yardım artırılarak Rusya’nın kaynakları tüketilmeli. Sonuç: Yeni Bir Tehdit mi?

Rusya’nın Ukrayna savaşından güçlenerek çıkması, küresel güvenlik için hem bir uyarı hem de bir fırsat. Savaş ekonomisi, modernize edilmiş ekipmanlar ve büyük çaplı asker alımları, Rusya’yı Soğuk Savaş’tan bu yana en güçlü haline getirdi. Ancak, ekonomik sürdürülemezlik ve toplumsal gerilimler, bu yükselişin sınırlarını çiziyor. Batı, NATO ve AB–Kanada gibi ittifaklarla bu tehdide karşı hazırlıklı olmalı. Rusya’nın askeri yeniden inşası, sadece Ukrayna için değil, tüm Batı dünyası için bir sınav. Stratejik planlama, teknolojik yatırım ve iş birliği, bu yeni gerçekliğe yanıt verebilir.